erkekler ve erkeklikleri II


kasabalı erkekler ve küçük dünyaları kadınları yoruyor. sevişmek istedikleri kadınla evlenmek istedikleri kadını biraraya getiremeyen bu kafası karışık, sonradan görme erkek sürüsünden fenalık getirdik. elbirliğiyle.

çevremdeki huyu suyu, mizacı bana benzeyen, bağımsız, kendi ayakları üstünde duran, yalnız yaşayan kadınların hemen hiçbirinin -şayet bir ecnebi ile birlikte değillerse- yolunda/yürüyen bir ilişkisi yok.

acayip sevdiğim taaa fakülteye başladığımız yıllarda tanıştığım, komşu fakülteden bir erkek arkadaşım, 3-4 yıldır birlikte olduğu bir kadınla geçtiğimiz yıl içinde evlendi. kızı çok iyi tanımasam da düğünlerinde oradaydım. geçen gün ben bu arkadaşımın ofisini ziyaret ettim, karısı da geldi. kadını toplamda 5 kere görmüşsem 5'inde de aynı ifade vardı suratında. "çok pis trip atarım, inanmıyo musun yüzüme bak" ifadesi! ve benim arkadaşım da belki kardeşim gibi görmesem o kadar dokunmaz, onun yüzü gülsün diye kırk takla atıyor olduğu yerde. ve ben ikisini ne zaman görsem aynı manzarayla karşılaşıyorum. ama işte o ilişkide benim arkadaşımın bir rolü var. kendini anlamlı, işe yarar hissediyor. çabalıyor. çaba göstermek için bir nedeni var. o kızcağız gelen su şişesinin kapağını ona açtırıyor. akşam yemek yemek için icabında gece 1'e kadar onun işlerinin bitmesini bekliyor, yemek yemiyor. onun gömleklerini ütülüyor. e arada bacaklarını da açıyor filan. roller belli, o adam da onu mutlu etmek, yüzünü güldürmek, sıkışmış kavanoz kapaklarını kol gücüyle açmak, üst raflardan tabakları almak, ayağı kayarsa belinden kavramak için hazır ve nazır bekliyor.

benim çevremdeki kadınlar ve benim için bu geçerli değil. son ilişki denememde de gördüğüm üzere, adamcık "ben sana hiçbir şey veremiyorum", "dominant olma, kadın kadın gibi olmalı, erkek erkek gibi olmalı" diye diye gitti.

ve cidden bakıyorum, benim de rollerin bu şekilde paylaştırıldığı bir düzen içinde bir erkeğe ihtiyacım yok. benim kalemim kadınların da yok.


Comments

Popular Posts