architect guy'dan bana yadigar kusmuk poşeti II


adrien'dan ayrılmadan önceki gece bir rezalete imza attım. yılbaşından önceki haftasonu, taksim'de balık pazarı'nın ortasına çömüp arkadaşlarının tüm ısrarlı çabalarına rağmen kalkmayan ve dahası oralara kusan bir kadın gördüyseniz, işte o bendim!

o akşam oldu zaten her şey. kahvaltı sonrası akşam için sözleşip ayrıldık. ben adrien'la tatlı-sert bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra modum azar azar düşmeye başladı. gün içinde uyuyamamanın ve bilimum tersliğin de etkisiyle akşam evden hazırlanıp çıktığımda hayli gergin ve huzursuzdum. 


adrien, partiye katılacak herkesi isim isim öğrendikten sonra partiye gelip gelmeyeceğine dair bir plan yapmadı, her zamanki gibi muallakta bıraktı beni ve akşam aradığımda, 3-4 saat arayla iki kez aradım ki adrien'ı art arda iki kez aramışlığım vaki değildir, telefonlarıma yanıt vermedi. aç, mutsuz ve huzursuz gittim mekana. zaten iki duble rakıdan sonra dansözü masaya çıkarmış, para takıyor daha doğrusu architect guy'la pazarlık yapıyordum parayı onun takması hususunda. (kafam bi milyon da olsa o sırada beynime üşüşen metalaşan kadın bedeni temalı düşüncelerim, dansözü masaya çıkardıktan sonra parayı takma cesaretini benden aldı.) neyse parayı ben taktım. 

ama moralim o kadar bozuktu ki ve  saçma sapan, gergin bir ses tonuyla beni arayan ve kıskandığı, ağzından çıkan her sözcükten belli olan adrien'la yaptığım telefon görüşmesinden sonra bende film koptu. 

telefon öncesi çakırkeyifken sonrasında zil zurna sarhoştum. ve öncesinde architect guy'la gülüp oynarken sonrasında architect guy'la münasebetimiz onun beni erkekler tuvaletine sokup saçlarımı ıslattığı, sakinleştirmeye çalıştığı, kendi üstüme kusmayayım diye her defasında avuçlarını açtığı (bunu bana küçükken ve ateşli bir hastalık geçiriyorken babam yapmıştı:( beni yerlerden topladığı, dahası takside göğsünde sızdığım için dört kat kucağında eve taşıdığı bir hal aldı. bütün gece o benim saçlarımı okşarken ben onun göğsünde yattım. bir kere durumdan faydalanma girişiminde bulunmadı, yanağımdan öpmek, sarılmak için dahi izin istedi. öylece uyuduk. sadece bir ara -sonradan öğrendim ki bestfriend g adrien'dan söz etmiş ve uyarmış onu- neden ona adrien'dan söz etmediğimi sordu, ben de geçiştirdim. 

architect guy sonrasında görüşmek istediğini söylediğinde ben onu üzülerek geri çevirmek zorunda kaldım, ciddi bir rezaletti o gece. başka şehirlerde yaşayan iki insandık ve kaldı ki onun da kadın erkek ilişkileri konusunda ne kadar hoyrat olduğunu biliyor-d-um, ne var bestfriend'ler bugünler içindir! benim barda unuttuğum kredi kartımı da o almış yanına ve bestfrind g'ye bırakmış, nitekim bestfriend g'yle kredi kartı için buluştuğumda bir tane en küçük boy çöp poşeti aldım kredi kartının yanında. architect guy'dan, daha doğrusu o geceden hatıra... ben anlarmışım, öyle söylemiş bestfriend g'ye. 

velhasıl, ertesi gün adrien'la ipleri kopartan, o gece architect guy'ın tavrı oldu. nasıl bir adam istediğimi anladım architect guy'la. yaptıklarımla gurur duymuyorum ama kendimi güvende hissediyordum, doğaldım, birlikte gülüp eğleniyor, sohbet ediyorduk ve gardımı indirebilmiştim onunlayken. adrien'la bu şekilde hissetmiyordum. onun yanında sarhoş olamazdım, ortalıklara kusamazdım velev ki kusuyor olsam avuçlarını açıp tuvalette başımda beklemezdi. birlikte olacağım insanın architect guy gibi yanıbaşımda olmasını istediğimi fark ettim. kendimi yanında doğal, mutlu, hafif ve gardını indirmiş bulmak istediğimi fark ettim. işte böyle bitti.

ps: biliyorum foto hiç uymadı. ama sarhoş kadın fotoğraflarında da donuna kadar çıkarmış taşkın ingiliz kadını vardı. o kadar da uzun boylu değil, valla ben bütün gece kotumu bile hiç çıkarmadım. 

sevgiler
jk





Comments

Popular Posts